“Kalan son kişi olsam da Antakya’yı terk etmeyeceğim”
Antakya Dişhekimleri Odası Başkanı Nebil Seyfettin:
Antakya (Dentalhaber) Antakya Dişhekimleri Odası Başkanı Nebil Seyfettin, deprem anını ve sonrasında kentte yaşananları DENTAL HABER’e anlattı. Doğup büyüdüğü kentin başına gelenleri ondan dinlerken depremin dehşetini iliklerinize kadar hissediyorsunuz. İşte Nebil Seyfettin’in anlattıklarının bazı satır başları:
ASRIN DEĞİL SON 500 YILIN DEPREMİ
Depremden bu yana bugün (19 Şubat Pazar) kentte ilk defa enkaz çalışması yapılmadı. Valilik çalışan ekiplere kaç gündür çalıştıkları için istirahat vermiş. Biz de Adana Dişhekimleri Odası Başkanı Fatih Güler ve diğer arkadaşlarla gezip kenti detaylı şekilde inceleme fırsatı bulduk. Gezdikçe tablo bizi daha da ürküttü. Bu yaşağıdımız sıradan bir deprem olamaz. Öyle asrın depremi falan denilmesine bakmayın. Bana göre yaşanan felaket son 500 yılın en büyük depremi. Tarihi kayıtlar Antakya’da 500 yıl önce yaşanan depremde de 150-200 bin kişi hayatını kaybettiğini yazar. Bugün yaşanan 500 yıl önceki ile aynı gibi. Resmi rakamlarla Antakya’da gördüklerimiz arasında bir çelişki var. Antakya merkezde yüzde 84 oranında girilemeyen enkaz bulunuyor. Bunları göz önünde bulundurduğunuzda kayıp sayısının ürkütücü rakamlara ulaşacağı öngörülebilir.
12 DİŞ HEKİMİ ARKADAŞIMIZI KAYBETTİK
Depremde kentimizde 12 meslektaşımızı kaybettik. Ayrıca 83 doktor ve 53 avukat arkadışımız hayatını kaybetti. Bu tabloyu şöyle değerlendirmemiz gerekiyor. Depremde vefat eden bu arkadaşlarımız kentte sosyo- ekonomik durumu iyi olan kesimi temsil ediyor. Yani doğal olarak iyi yerlerde barınan yaşayan insanlar. Toplumun bu yelpazesinde bile bu kadar büyük kayıp söz konusu ise kentin geneli açısından kayıp sayısını gelin bir de o zaman düşünün.
AİLEMDEN 30 YAKIN KİŞİYİ TOPRAĞA VERDİM
Depremde amcamı iki kuzenimi kaybettim. Muayenehanemdeki 35 yıllık asistanımı toprağa verdim. Kendi ailemden 30’a yakın insan hayatını kaybetti. Tarif edilmez bir üzüntü içerisindeyim.
ANTAKYA’DA 82 MUAYENEHANE VE POLİKLİNİKTEN 8 TANESİ AYAKTA
Deprem Adıyaman, Maraş ve Hatay’a en büyük zararı verdi. Ancak nüfus göz önünde bulundurulduğu zaman Antakya’daki zararın boyutları daha büyük olduğu görülüyor. Antakya’da 82 dişhekimi muayenehane ve polikliniği var. Bunların ancak 8 tanesi; o da tadilat görürlerse çalışır hale gelebilir.
GÜNEY AFRİKA GEZİSİNDEN YENİ DÖNMÜŞTÜK
Ailecek Güney Afrika, Zambiya ve Zimbabwe’yi dolaşıp 5 Şubat günü evimize gelmiştik. Anlayacağınız Antakya’da 15 gündür yoktuk. Ve eve gelip yerleştikten sonra gece yarısı depreme yakalandık. Düşünün Afrika’da + 45 derecelerden eksi sıfırın altına düşen bir kente geliyorsunuz. Bizim buralarda kış da fazla yoktur. Bir iki ay sürer geçer gider. Bizim öyle montomuz kabanımız yoktur.
DEPREMİN İLK ANLARI: “TANRI VE SİZ; KAPKARANLIK BİR DÜNYA..
Dediğim gibi normal sıradan bir deprem değildi. Sarsıntı ile birlikte elektrikler kesildi. Anlatması çok zor bir ruh hali… Tanrı ve siz başbaşasınız; kapkaranlık bir dünya... İnsanlar iki gün boyunca yalın ayak sırtı açık şehirde dolaşıp durdu. Benzin istasyonları benzin vermedi. Doğal gaz, elektrik, su yok. İnternet yoktu. Telefonlar daha yeni yeni doğru düzgün kullanılmaya başladı. Herşey çökmüştü. İnsanlar iki üç içinde şehiri terk etmeye başladı.
DEPREME HAZIRLIKLIYDIM MAL VARLIĞIMI EVİMİN YAPIMINA GÖMDÜM
Bizler burada Hatay Dişhekimleri Odası ve diğer meslek odaları ile birlikte deprem mevzuunu kentte sıcak tutmaya çalışırız. Senelerdir etkinlikler düzenleyerek dikkatleri bu yana çekmeye çalışırız. İnşaat Mühendisleri Odası ve diğer sivil toplum kuruluşları ile birlikte sempozyumlar düzenleriz. Kaynım da inşaat mühendisidir. Arkadaşlarımın ve çevremin uyarıları edindiğim deprem bilinci ile mesleğimden kazandıklarımı, mal varlığımı şu an ki oturduğum evime gömdüm diyebilirim. Onun sağlam bir konut olması için ne yapılması gerekiyorsa yaptım.
EVİMİZİ İLK YARDIM MERKEZİ GİBİ KULLANIYORUZ
Bizim şu anda oturduğumuz evimizin etrafında 300-400 konut var. Yıkılmadılar ama sakinleri içlerine giremiyor. Hasar oluştuğu için korkuyorlar. Biz rahatça evimizde kalabiliyoruz. Ve evimizi bir ilk yardım merkezi gibi kullanıyoruz. Eşim eczacıdır benim. Enjeksiyon vs. gibi konularda depremzede vatandaşlara sağlık hizmeti sunuyor. Sağolsun diğer illerdeki diş hekimi odalarındaki arkadaşlar yardımlarını esirgemiyor. Sürekli malzeme sağlıyorlar.
ANTAKYA TAMAMEN ÖLDÜ; YARISI YERİN ALTINDA YARISI ÜSTÜNDE
Enkazlar arasında bir vatandaşımızdan duyduğum ve kentteki durumu özetleyen bir söz hala kulaklarımda yankılanıp duruyor: “Antakya tamamen öldü. Yüzde 50’si yerin üstünde yüzde 50’si yerin altında.”
KALAN SON KİŞİ OLSAM DA ANTAKYA’YI TERK ETMEYECEĞİM
Depremde sonra insanlar arabalarla traktörlerle kenti terk etmeye başladı. Bir çok arkadaşım dostum İstanbul’a ve diğer illere göç etti. Ben gitmeyi düşünmüyorum. Hatta ‘Hala orada kalmaya direnecek misin?’ diye arayanlar oluyor. Şimdi hem oda olarak hem de diğer sivil toplum kuruluşları ile birlikte burada insanlarımıza yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ve ben faydalı olduğumu da hissediyorum. Bakın bir size bir şey söyleyeyim. Ben bu kentte büyüdüm. 62 yaşındayım ve 40 yıldır oda başkanlığı yapıyorum. Bu şehrin her yerinde çocukluk gençlik hatıralarım var. Bütün bu olup bitenleri görünce kendi kendime “Tanrı bizi biz yapan bu kente borcumu ödememiz için fırsat veriyor.” diye düşünüyorum. Kalan son kişi olsam da Antakya’yı terk etmeyeceğim.”
YURTDIŞINDAN MESLEKDAŞLARIMIZ ARAMAYA DEVAM EDİYOR
Deprem haberini alır almaz Almanya’dan Fransa’dan arayan bir çok meslektaşlarımız oldu. Antakya’yı gelip görmüşler, tanımışlar ve bizlere bir şey verebilmek için dertleniyorlar. Onlara bu yaşadıklarımızın uzun bir süreç olduğunu anlatıyoruz. Ve hakkımızın baki tutulmasını istiyoruz. Hatta Almanya’dan genç bir meslektaşımız deprem haberini alır almaz atlayıp gelmiş buraya. Arama kurtarma çalışmalarına katılmak istiyor, yaralılara nasıl yardımcı olabilirim diye çırpınıyor. Yarım yamalak Türkçesi ile burada doğduğunu ve kent için tek başına bir şeyler yapmak istediğini anlattı. Onu daha faydalı olur diye üniversite polikliniğine emanet ettik. Bütün bu karşılaştıklarımız bizi son derece duygulandırıyor.
MOBİL ÜNİTLERDE HİZMET VERİLMEYE ÇALIŞILIYOR
Burada 4 özel hastane kullanılmaz halde. Bir devlet hastanesi çöktü. Bir devlet hastanesi kısmen hizmet veriyor. Sağlık Bakanlığı Ağız ve Diş Sağlığı Dairesi Başkanı Doç. Dr. Emre Korkut bey burada. Otobüslerde mobil ünitlerle hizmet verilmeye çalışılıyor. İstanbul ve İzmir’deki meslektaşlarımızla görüştük. Belediyeler buraya acil hizmetler için yeni mobil otobüsler gönderecekler.
0 Yorum Yapılmış
Habere Yorum Yap
İlgili Haberler
E-BÜLTEN KAYIT
Diş Sektöründeki gelişmelerden mail yoluyla haberdar olmak için e-Postanızı kaydedebilirsiniz..