Aile diş hekimliğine ebeveynler ilgisiz kaldı
Aile diş hekimliklerine başvuru oranı yüzde 6'da kaldı.
ÖZEL HABER
Ankara (Dentalhaber)
"Aile Diş Hekimliği Projesi"ne ebeveynlerin ilgisinin düşük kaldığı ortaya çıktı. Pilot uygulamanın yapıldığı illerde aile diş hekimliklerine başvuru oranı yüzde 6'yı geçmedi. Projenin ailelere daha iyi tanıtılması için kitle iletişim araçları ve okulların daha aktif kullanması planlanıyor.
Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen söz konusu proje geçtiğimiz Eylül ayında pilot iller olarak seçilen Kırşehir, Eskişehir ve Karabük'te uygulamaya konulmuştu. Projede belirli periyotlarla 2-12 yaş grubunda çocuklara koruyucu diş hekimliği ve tedavi uygulamaları yapılıyor. Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca, geçtiğimiz hafta TBMM Genel Kurulu'nda Sağlık Bakanlığı bütçesi üzerine yaptığı konuşmasında da bu projenin Türkiye geneline yayılacağını kaydetmişti.
Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Ağız ve Diş Sağlığı Dairesi ise geçtiğimiz Kasım ayı sonunda ‘Aile Dişhekimliği Pilot Uygulama Değerlendirme Çalıştayı’ düzenledi. Bu toplantıya katılan Türk Dişhekimleri Birliği Aile Dişhekimliği Çalışma Grubu üyesi Tümay İmre, çalıştayı ve proje kapsamında bugüne kadar kat edilen mesafeyi Dental Haber'e değerlendirdi.
PROJE AİLELERE DAHA İYİ DUYURULACAK
İmre, Türk Dişhekimleri Birliği olarak Aile Diş Hekimliği Modeli'ni desteklediklerini hatırlattı. Projenin hedef kitlesi 2-12 yaş kuşağındaki çocukların ailelerinden gelen talebin çok düşük olmasının uygulamada görülen tek olumsuz nokta olduğunu açıklayan İmre, şunları söyledi:
"Koruyucu uygulamalarda ailelerin çocuklarını sisteme kaydettirip bu hizmetten yararlanması gerekiyor. Bu üç ilde ise aileler çok düşük bir oranda başvurmuşlar. 2-12 yaş kuşağındaki çocukların yüzde 6'sı gelmiş. Bu tür koruyucu uygulamalarda katılım yüzde 50’ye çıkmazsa 20 yıl sonra anlamlı bir sonuç göremeyiz. Aileler çocuklarını dişi ağırmadığı müddetçe diş hekimine getirmiyor. Hatta ebeveynler kendileri de dişi ağır ağırmadıkça gelmiyor. Bu sebeple çalıştayda aile diş hekimliği modelinin 2-12 yaş kuşağındaki çocukların ailelere daha iyi anlatılması üzerinde duruldu. Aile diş hekimliğinin daha iyi duyurulması için de gerek SMS gerek ve kitle iletişim araçlarının daha iyi kullanılması konuşuldu."
Ülkemizde DMFT (decayed, missing, filled teeth) indeksine göre çürük ve kayıp diş oranı çok fazla olduğuna da dikkat çeken İmre, "Avrupa'da bu oran çocuk başına 1-1.5 iken bizde 5-6 diş civarında. Bu da tabii doğal olarak çok ciddi anlamda dişsizliğe yol açıyor. Gelecekte bu çocukların diş kayıplarının önlenebilmesi için bugünden koruyucu uygulamaların yapılması gerekiyor. Onun için ailelerin ikna edilmesi de lazım. Bakanlık böyle diyor, biz de doğru proje olduğu için destek oluyoruz. Ve ailelerin ikna edilip bu programa katılmalarını sağlamamız gerekiyor. Kısa bir vadede projenin tüm Türkiye'ye yayılması düşünülüyor. " şeklinde konuştu.
KAMU DİŞ HEKİMLERİNİN HERŞEYE YETİŞMESİ MÜMKÜN DEĞİL
Pilot uygulamanın sadece kamuda çalışan diş hekimleri ile yürütüldüğünü hatırlatan İmre, projenin Türkiye geneline yaygınlaştırılması halinde sadece kamu diş hekimlerinin yetmeyeceğinin altını çizerek şöyle devam etti:
"Serbest diş hekimlerinden hizmet alınması da tartışılan bir model olarak önümüzde duruyor. Tabii bütün tedaviler için olmasa da 2-12 yaş kuşağındaki koruyucu uygulamalar için gerekli. Bunun şartları nasıl olmalı diye Bakanlık ile oturup bir kere daha görüşeceğiz."
ÇÜRÜK VARSA KORUYUCU UYGULAMANIN BİR ANLAMI YOK
Koruyucu diş hekimliği yapılırken çocuklarda karşılaşılan diş çürüklerinin tedavisi konusunun da tartışılan bir başka madde olduğunu anlatan İmre, "Biz aileleri koruyucu uygulamalar yapmak için çağırıyoruz. Bir bakıyorsunuz çocuğun ağzından iki üç tane çürük diş var. Belki kanal tedavisi yapılması gereken diş var. Ağzında bu kadar çürük diş olan çocuğa sadece koruyucu uygulama yapılmasının bir anlamı yok. Çocuğa kanal tedavisi yapılması lazım. Aileler de zaten şikayet ederek geldikleri dişlere dokunulmadığı zaman tepki gösteriyor. 'Bu muydu yani aile diş hekimliği...Çocuğumun dişlerine bir şey yapmadınız' diyebiliyor.
TEDAVİLERİ DEVLET FİNANSA ETMELİ
Bu nedenle ister kamuda ister özelde olsun bu yaş kuşağındaki çocukların tedavilerinin öncelikli olarak kamu finansmanından karşılanması gerektiğini rapora yazdırdık. Aksi takdirde hem aile mutlu olmuyor. Hem de ağızda bu kadar çürük diş varken koruyucu uygulama yapmanın bilimsel olarak bir mantığı yok. Bu nedenle o yaş kuşağındaki çocuklara böyle bir tedavi açılımını yapılması lazım ki aileler de buna gönüllü olarak katılsın." şeklide konuştu.
SAĞLIK BAKANLIĞI BÜTÇESİ İLE ALTINDAN KALKILAMAZ
Aile diş hekimliğinin Türkiye geneline yayılması için finans desteğine ihtiyaç olduğunu açıklayan İmre, "Bu tabii devletin, Sağlık Bakanlığı'nın, SGK'nın görevi. Belki hazineden yardım gerecek. Sağlık Bakanlığı sadece kendi bütçesi ile bunun altında kalkamaz." dedi.
PROJE OKUL PROGRAMLARI İLE DESTEKLENMELİ
Aile diş hekimliği uygulamasının yalnızca çocukların sağlık kurumlarına getirilerek hayata geçirilmesinin zor olduğunu da vurgulayan İmre, şu ifadeleri kullandı:
"Proje, en azından duyurusunun yapılabilmesi için okul programları ile desteklenmelidir. Çünkü o yaş kuşağındaki çocukları ana okullarında ilkokullarda yakalayabiliyorsunuz. Proje okul programları ile desteklenmediği sürece bu bilincin oluşturmak kolay olmayacaktır.
ÇÜRÜK VARSA KORUYUCU UYGULAMANIN BİR ANLAMI YOK
Koruyucu diş hekimliği yapılırken çocuklarda karşılaşılan diş çürüklerinin tedavisi konusunun da tartışılan bir başka madde olduğunu anlatan İmre, "Biz aileleri koruyucu uygulamalar yapmak için çağırıyoruz. Bir bakıyorsunuz çocuğun ağzından iki üç tane çürük diş var. Belki kanal tedavisi yapılması gereken diş var. Ağzında bu kadar çürük diş olan çocuğa sadece koruyucu uygulama yapılmasının bir anlamı yok. Çocuğa kanal tedavisi yapılması lazım. Aileler de zaten şikayet ederek geldikleri dişlere dokunulmadığı zaman tepki gösteriyor. 'Bu muydu yani aile diş hekimliği...Çocuğumun dişlerine bir şey yapmadınız' diyebiliyor. Bu nedenle ister kamuda ister özelde olsun bu yaş kuşağındaki çocukların tedavilerinin öncelikli olarak kamu finansmanından karşılanması gerektiğini rapora yazdırdık. Aksi takdirde hem aile mutlu olmuyor. Hem de ağızda bu kadar çürük diş varken koruyucu uygulama yapmanın bilimsel olarak bir mantığı yok. Bu nedenle o yaş kuşağındaki çocuklara böyle bir tedavi açılımını yapılması lazım ki aileler de buna gönüllü olarak katılsın." şeklide konuştu.
0 Yorum Yapılmış
Habere Yorum Yap
İlgili Haberler
E-BÜLTEN KAYIT
Diş Sektöründeki gelişmelerden mail yoluyla haberdar olmak için e-Postanızı kaydedebilirsiniz..