"Hasta yutar diye kanal aletlerini iple bağlardık"
Mesleğin duayenlerinden Prof. Dr. Gündüz Bayırlı, anılarını paylaştı.
İstanbul (Dentalhaber)
Diş hekimliği mesleğinin duayenlerinden, 45 yıl aralıksız talebe yetiştirmiş Prof. Dr. Gündüz Bayırlı, eskiden hastaların yutma ihtimaline karşı kanal aletlerinin ucuna ip bağladıklarını anlattı. Birçoğu ilk olan 18 kitaba imza atan ve 1990’da da Türk Endodonti Derneği’ni kuran Prof. Dr. Bayırlı, bir seferinde kanal aletini yutan hastaları ile ilgili şu hatırasını anlattı:
"Kanal aletlerini hasta yutabilir, malum. Onun için biz öğrencilere aletin ucuna ip bağlayın derdik. Üçüncü sınıfta ‘Mambo’ Suna (Mambo, rumba dansının daha hareketli daha kıvrak çeşidine denir-dentalhaber) diye bir kız vardı. Bir sefer dans etmiş de adı öyle kalmış. Bir gün geldi, ‘Hocam, hasta aleti yuttu’ dedi. O zaman Beyazıt’tayız, hemen Çapa’ya götürdük hastayı. Film çektiler, hemen bağırsağına gitmiş alet. Çözüm olarak patates falan yedirildi, aletin ince ucu bağırsağın kenarına takılıp ters dönüyor ve küt ucu öne gelince vücuttan atılması daha kolay oluyor. Yoksa ameliyat olmak zorunda kalacaktı."
BENİM HOCAMIN 12 TÜRK MÜZİĞİ BESTESİ VARDI
Prof. Dr. Bayırlı, 1955’te öğrenci olarak girdiği İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Yüksekokulu’nda daha sonra Prof.Dr. Suat İsmail Gürkan’ın asistanı olarak akademik hayata başlamış. Türk Dişhekimleri Birliği Dergisi'nin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Bayırlı, eski hocaların tek yönlü insanlar olmadığına dikkat çekerek "Tarih, müzik, edebiyat, birçok şeyle ilgilenirlerdi. Benim hocamın (Suat İsmail Gürkan) 12 tane Klasik Türk Müziği bestesi vardı." diyor.
ESKİDEN DİŞİN TEDAVİ EDİLEBİLECEĞİ BİLİNCİ YOKTU
Mesleğe yaklaşımın kendilerinin mezun oldukları zamanla aynı olmadığını belirten Prof. Dr. Bayırlı, " Tabii bizim mezun olduğumuzdaki gibi değil dişhekimliğine yaklaşım. O zaman diş çekilirdi ya da protez yapılırdı. Yavaş yavaş dişin tedavi edileceği bilinci yerleşti ve çalışma alanı genişledi." şeklinde konuşuyor.
BU KADAR CİHAZA YATIRIM YAPMANIN ANLAMI YOK
Diş hekimi yetiştirilmesinde hoca eksikliğine ve fakülte furyasına da vurgu yapan Prof. Dr. Bayırlı, şöyle devam ediyor:
"Eğitim için eğitecek kişi önemlidir. Bir sürü fakülte açabilirsiniz ama burada eğitim verecek hocalar yoksa hiçbir işe yaramaz. Ben diş hekimliği eğitiminin zayıfladığını görüyorum. Hocanın olmadığı yerde öğrenci nasıl yetişecek? Bir de, senelik 9 bin kontenjandan bahsediyorsunuz, bunlar nerede iş bulacak? Fakat diş hekimliği cihazlara çok bağlı olan, sürekli gelişme isteyen, dolayısıyla çok masraflı bir meslektir. Bu kadar çok diş hekimi mezun etmenin, bu kadar çok cihaza yatırım yaptırmanın hiç anlamı yoktur. Oturup Türkiye’de her yıl ilaveten kaç diş hekimine ihtiyaç vardır hesaplanıp ona göre kaç fakülte lazım, bunlara kaç öğrenci alınması lazım, bunun hesabının yapılması lazım."
0 Yorum Yapılmış
Habere Yorum Yap
İlgili Haberler
E-BÜLTEN KAYIT
Diş Sektöründeki gelişmelerden mail yoluyla haberdar olmak için e-Postanızı kaydedebilirsiniz..